26 Aralık 2007 Çarşamba

Pamukkale

Ege bölgesi, Denizli ili, Pamukkale tatil yöresi

Bembeyaz travertenleri, kaplıcaları ve antik kentleriyle önemli bir turizm
merkezi olan Pamukkale Denizli ilindedir.
İklim

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
Ulaşım

Denizli'ye 18km olan uzaklıkta olan Pamukkale'ye karayolu ile ulaşım mümkündür.
Gezilecek Yerler

Hierapolis (Pamukkale)

Travertenler PamukkaleDenizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik
kentinin arkeoloji literatüründe Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte
bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır.
Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler
arasında yer almaktadır. İlk Çağ'da yaşayan Strabon ile Ptolemaios verdikleri
bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine
yakınlığı ile Hierapolis'in bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Hierapolis
olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça
kültünden dolayı biliyoruz.
Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama
Krallarından II. Eumenes tarafından M.Ö. II. yy' başlarında kurulduğu ve
Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan
dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.
Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar,
kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür.Kent, Neron
dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste
yaşadığı bu depremlerden sonra, tüm niteliğini kaybetmiştir. Hierapolis Roma
Dönemi'nden sonra Bizans Dönemi'nde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem,
MS. 4. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80
yıllarında, Hz. İsa'nın havarilerinden olan, Aziz Philip'in burada
öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, 12. yüzyıl sonlarına doğru
Türklerin eline geçmiştir.
Başlıca Kalıntılar

HierapolisAna Cadde ve Kapılar: Yaklaşık 1 km. uzunluğundaki kentin geniş ana
caddesi, kenti bir ucundan diğer ucuna ikiye böler. İki tarafında sütunlu
galeriler ve önemli kamu yapıları vardır. Her iki ucunda birer anıtsal kapı
bulunmaktadır. Bu kapılar ve caddenin büyük bölümü Roma Dönemi'nde inşa
edildiğinden, Bizans surunun dışında kalmaktadır. Güneyinde MS.5. yüzyıla
tarihlenen ''Güney Bizans Kapısı'' vardır. Kuzeyde, iyi korunmuş, üç gözlü ve
iki yanında yuvarlak kuleleri olan kapıda, İmparator Domitian'a ithaf edilmiş
Latince yazılmış bir yazıt vardır. Bu yazıttan dolayı buna Domitian Kapısı veya
Roma Kapısı denir. Bu kapıdan güneye inen yolun surla kesiştiği yerde, MS. 5.
yüzyılda tarihlenen "Kuzey Bizans Kapısı" bulunmaktadır.
Surlar: MS. 5. yüzyılda, kuzey, güney ve doğu yönlerinde surlarla çevrilmiştir.
Büyük kısmı bugün yıkılmış halde olan surlara, 24 adet kare planlı kule
yerleştirilmiştir. İki anıtsal kapı ve iki küçük kapı olmak üzere 4 girişi
vardır. Kuzey ve güney anıtsal kapıları ana caddeye açılır.
Büyük Hamam Kompleksi: Bugün, masif duvarları ve bazı tonozları ayakta
kalabilmiş olan yapının iç mekanlarının mermerle kaplı olduğuna dair izler
bulunmaktadır. Hamamın planı diğer tipik Roma hamamları gibidir. Önce girişte
büyük avlu, iki yanında büyük holler bulunan kapalı dikdörtgen bir alan ve esas
hamam yapısı yer alır. Palaestra'nın yan kanatlarında, biri güneyde, diğeri
kuzeyde olan iki büyük hol imparatora ve törenlere ayrılmıştır. Hamam
kompleksinin kalıntıları MS. 2. yüzyıla tarihlenir. Apollon tapınağıBüyük hole
bitişik tonozlu kapalı mekanlar günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Apollon Tapınağı: Mevcut tapınak, eski ve dini mağara olarak bilinen Plutonion
üzerine kurulmuştur. Yerli halkın en eski dini merkezi olan bu yerde Apollon,
bölgenin Ana Tanrıçası Kybele ile buluşmuştur. Eski kaynaklar, Ana Tanrıça
Kybele rahibinin bu mağaraya indiğini ve zehirli gazdan etkilenmediğini
bildirirler. Apollon Tapınağı'nda üst yapıya ait kalıntılar MS. 3. yüzyıldan
geriye gitmemektedir. Tapınak alanına geniş basamaklarla çıkılır.
Tiyatro
Yamaca yaslanmış tüm cephesiyle birlikte korunabilen büyük bir yapıdır. İnşasına
MS. 60 yılında olan büyük depremin ardından Flaviuslar döneminde MS. 62 yılında
başlanmış, MS. 206 yılında tamamlanmıştır. 50 oturma sırası bulunur ve 8
merdivenle 7 bölüme ayrılmıştır. Caveanın tam ortasından geçen diozomaya her iki
yandan tonozlu birer geçit ile girilir. Sütunların arası heykellerle süslenmiş
olup, burada yapılan kazılar sırasında bol miktarda heykel bulunmuştur. Sahne
arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alır.
Kiliseler
Kent merkezinde, 6. ve 7. yüzyıllara ait bir Katedral, Direkli Kilise ve iki
kilise daha yer alır. Ayrıca MS. 6. yüzyıl başında Büyük Hamam Kompleksinin
merkezi holü kiliseye dönüştürülmüştür. Kuzey bölgesinde de küçük şapeller
mevcuttur.
Nekropol

Batıdaki traverten alanları dışında kalan üç yönde nekropol alanları
bulunmaktadır. Bunlar yoğunlukla Tripolis-Sardes'e giden kuzey yolunun ve
Laodikeia-Colossae'ye giden güney yolunun iki tarafında yer alır. Mezarlarda
kireçtaşı ve mermer kullanılmıştır. Mermer kullanımı daha çok lahit tiplerinde
görülür. Kuzey nekropolü, erken Hıristiyanlık dönemine kadar karakteristik
lahitleri, mezar tiplerini ve mezar anıtlarını bir arada içerir. Kentte görülen
mezarlar lahit, tümülüs ve ev tipi mezarlardır. Konut mimarisini anımsatan mezar
yapıları, nekropolün en önemli elemanlarıdır.
Laodikeia

Çürüksu (Lykos) ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda
daha çok "Lykos'un kıyısındaki Laodikeia" şeklinde geçmektedir. Diğer antik
kaynaklara göre ise, kent MÖ. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından
kurulmuş ve kente Antiokhos'un karısı Laodikeia'nın adı verilmiştir. Laodikeia,
MÖ. I. yüzyılda Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biridir. Kentteki
büyük sanat eserleri bu döneme aittir. Romalılar da Laodikeia'ya özel bir önem
vermişler ve Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus'unun merkezi yapmışlardır.
İmparator Caracalla zamanında Laodikeia'da bir seri kaliteli sikke basılmıştır.
Laodikeia halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır.
Küçük Asya'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın
burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. MS. 60 yılında meydana gelen çok
büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.
Laodikeia'nın Yapıları
Büyük Tiyatro

Antik kentin kuzeydoğu tarafında, araziye uygun olarak Roma inşa tarzında
yapılmıştır. Sahnesi tamamen yıkılmış olup, cavea (seyircilerin oturduğu
bölüm)ve orkestrası(sahnenin önündeki koro veya oyuncuların yer aldığı bölüm)
oldukça sağlam durumdadır. Yaklaşık 20.000 kişiliktir.
Küçük Tiyatro

Büyük tiyatronun 300 metre kadar kuzeybatısında yer almaktadır. Araziye uygun
olarak, Roma tarzında inşa edilmiştir. Scenesi (sahne)tamamen yıkılmış olup,
cavea ve orkestrasında da bozulmalar mevcuttur. Yaklaşık 15.000 kişi alabilecek
büyüklüktedir.
Stadyum ve Cimnazyum

Kentin güneybatısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Stadyumun ek
yapıları ile cimnazyum bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır. MS. 79
yıllarında yapılan stadyumun uzunluğu 350 metre, genişliği 60 metredir.
Amfiteatr şeklinde yapılmış olan yapının, 24 oturma basamak sırası
bulunmaktadır. Büyük bölümü tahrip olmuştur. MS. 2.yy. 'da yapılan cimnazyumun,
Proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek İmparator Hadrianus ve
eşi Sabina'ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.
Anıtsal Çeşme

Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde yer almaktadır. Roma dönemi
yapısıdır. İki cepheli olarak yapılmış havuz ve nişleri vardır. Bizans zamanında
onarım görmüştür.
Meclis Binası

Kentin güneybatısındadır. Dikdörtgen planlı olan anıtsal yapı, doğu-batı yönünde
uzanmaktadır. Ana giriş doğu cephesindedir.
Zeus Tapınağı

Antik Laodikeia kentinin sütunlu caddesinin doğu kesiminde, küçük tiyatro ile
Nymphaeum (anıtsal çeşme)arasında bulunmaktadır.
Büyük Kilise

Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiştir. Sadece
taşıyıcı bölümlerinden bir kısmı ayakta kalmıştır. Ana giriş kilisenin
batısındadır.
Kaplıcalar

Karahayıt Kaplıcası:

Pamukkale KaplıcalarPamukkale termal kaplıcası sisteminin bir kolu sayılan bu
kaplıca, Pamukkale'nin 5km kuzeyinde, Karahayıt Kasabası'ndadır. Kalp, damar
sertliği, yüksek tansiyon, romatizma-siyatik, deri sinir, lumbago, gibi
hastalıklarla uyuz, sivilce, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi gelir.
Pamukkale Kaplıcaları

İl merkezine 18km uzaklıkta bulunan eski Hierapolis kentinin bulunduğu alandır.
Travertenler yaratan karstik alanlardan çıkan sular; bünyesindeki kireç
çözeltisi, genellikle beyaz renkte ve pamuk balyalarını andıran kalker
tüflerini, Pamukkale travertenlerini oluşturmaktadır. Pamukkale termal suyunun
tedavi edici özelliği, çok eski çağlardan beri anlaşılmış, yüzyıllar sonra şifa
niteliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kaynaklar etrafında dini ayinler
yapılmış, şenlikler düzenlenmiş, büyük devlet adamları ve zengin kişiler antik
dönemde tedavileri için Hierapolis'e gelmişlerdir.
Müzeler: Hierapolis Arkeoloji Müzesi

Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından
beri Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzede, Hierapolis, Laodikeia,
Colossai, Tripolis, Attuta gibi kentlerden çıkan eserler sergilenmektedir.

Tel: (+90-258) 241 08 66
Bunları yapmadan dönmeyin

* Hierapolis müzesiHierapolis ve Laodikeia Antik Kentlerini gezmeden

* Eşsiz güzellikleri travertenleri görmeden

* Kaplıcalara girmeden

* Yeşildere Şelalesi ve çevresini gezmeden

Pamukkale'den dönmeyin...
Önemli Telefonlar

İl Turizm Müdürlüğü : (+90-258) 241 08 40

Turizm Danışma Müdürlüğü : (+90-258) 272 28 82

Hiç yorum yok: