26 Aralık 2007 Çarşamba

Abant

Karadeniz bölgesi, Bolu ili, Abant tatil yöresi

Çevresi çam ormanlarıyla kaplı bir göl olan Abant ve çevresi, yılın dört mevsimi boyunca, dinlenmek için kaçacak bir yer arayanlara huzurlu bir sığınak sunuyor. Yılın her mevsimi ziyaretçilerine yapacak doğa etkinlikleri ve görecek doğal güzellikler sunan, tatil düşkünlerinin en önce öğrendikleri adreslerden biri. Abant'ta güzelim ağaçların o doğal kokuları içerisinde keyifli bir tur atabilir, alabalığı yenebilecek en iyi beldelerden birinde yiyebilir, gölde su bisikletiyle dolaşabilir ya da isterseniz faytona binebilirsiniz. Abant, Anadolu'da sayıları hiç de az olmayan doğal cennetlerimizden bir başkası, size düşense gidip onu keşfetmek.

Abant tatilciler tarafından uzun süredir bilinen bir merkez olduğundan, yörede tatilcilere yönelik hizmet veren işletmeler belli bir tecrübenin üzerinde, bu nedenle oraya yapacağınız bir gezide sıkıntı yaşama ihtimaliniz düşük

Alanya

Akdeniz bölgesi, Antalya ili, Alanya tatil yöresi

Alanya tatil için değerlendirebileceğiniz tatil yerlerinin başında gelmektedir. Alanya Akdeniz kıyısında tarihin başlangıcından bu yana parlayıp sönen tüm uygarlıklara yaşama alanı olmuş kentlerden bir başkasıdır. Alanya otelleri, denizi, kumu, güneşi ve plajları; değişik yemekler yiyebileceğiniz alternatifleri, kafeleri ve geceleri keyifli kılan barlarıyla; tatil yerleri içerisinde üst sıralara koyacağınız mekanlardan biri olmalı. Alanya tatil cennetinde kendiniz ya da sevgiliniz için takı, mücevher, hediyelik eşya da bulabilirsiniz. Kısacası Alanya'da tatil için, dinlenmek için, sağlıklı bir yaşam için her şey elinizin altında. Bütün bunlara ek olarak diğer pek çok bölgede olmayan bir gezi unsuruna daha sahip Alanya, mağaralar. Alanya'da aşağıda listesini bulabileceğiniz ve gezmekten büyük zevk alacağınız mağaralar bulunmaktadır. Tatil mekanları arasında bu kadar çok seçeneği bir arada barındıran bir tatil beldesi kaçırılmamalı bizce.

Alanya tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Alanya Kalesi, Kızıl Kule, Leartis-Learti (Mahmutlar Harabeleri), Syedra Harabeleri, Lotape (Aytap) Liman Kenti, Selçuklu Tersanesi, Süleymaniye (Kale) Cami, Emir Bedrüddin Cami, Akşebe Sultan Mescidi, Alara Han, Şarapsa Kervansarayı, Damlataş Mağarası, Büyük Dipsiz Mağarası, Çimeniçi Mağarası, Dim Mağarası, Beldibi Mağarası, Derya Mağarası, Hasbahçe Mağarası, Kadı İni Mağarası, Korsanlar Mağarası, Aşıklar Mağarası, Fosforlu Mağara.

Amasra

Karadeniz bölgesi, Bartın ili, Amasra tatil yöresi

3000 yıla yaklaşan tarihi ve Batı Karadeniz'in güzel doğasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu güzelim belde de, Anadolu'da tarihle doğanın güzelliklerinin bir araya geldiği diğer pek çok kent gibi sizlere dinlendirici bir tatil için cazip bir teklif sunuyor sanki. Geçmişinde zengin doğasına bağlı olarak ürettiği orman ürünleri ve denize kıyısı olması nedeniyle ticari açıdan sivrilen kent, bu nedenle pek çok devletin ilgisini çekmiş ve tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesindeki cennet köşelerinden Amasra, doğası ve ticaretin yoğun olarak yapıldığı dönemlerden kalma eserleriyle sizi bekliyor.Amasra tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Kuş Kayası anıtı, Bedesten, Tavşan Adası, Fatih Camii, İç Kale Mescidi.

Assos

Ege bölgesi, Çanakkale ili, Assos tatil yöresi

Assos ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde. Antik dönemden bu yana üzerinde yerleşim bulunduğuna dair pek çok iz taşıyor kent. Bir liman olmasına rağmen, kent sarp bir kayalık üzerine kurulmuş. Anadolu'dan gelip geçen her uygarlığın saldırı ve katkılarından nasibini almış olan Assos, bugün Çanakkale - İzmir yolu üzerinde olması sebebiyle Ege ve Marmara'dan gelen ziyaretçileri ağırlıyor. Size önerimiz Assos'u gezerek, antik çağdaki insanların kent kurmak için ne kadar güzel bir yer seçmiş olduklarına bir bakmanız.

Assos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Athena Tapınağı, Behramkale Köyü, Apollo Smintheion Tapınağı, Babakale, Kestanbol Kaplıcaları, Kumburnu sahili, Koyunevi Köyü, Sokakağzı Sahili, Hüdavendigar Camii, Truva (Troya).

Avanos

İç Anadolu bölgesi, Nevşehir ili, Avanos tatil yöresi

Hititler'in Anadolu'da yaşadıkları dönemlerden bu yana üzerinde yaşanan bu
topraklar, Asurlular, Hititler, Eski Yunan, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde adını
en çok çanakçılık ile duyurmuştur. Bölgede üretilen yemek kapları, su testileri,
yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler yörenin iddialı çanak ürünleridir.
Geleneksel el sanatlarına ilgi duyuyorsunuz, yolunuzu bir şekilde Avanos'a
düşürerek çömlek yapımını izleyebileceğiniz bir atölye bulabilirsiniz. Kentte
aynı zamanda ipek ve yün halı dokumacılığı da gerçekleştirilmektedir.
Kapadokya'nın bu el sanatları merkezi, size diğer tatil beldelerinden farklı bir
tat öneriyor.

Avanos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler
şunlardır: Zelve, Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi, Güllüdere (Aziz
Agathangelus) Kilisesi, Özkonak Yeraltı Şehri, Dereyamanlı Kilisesi, Paşabağı,
Sarıhan Kervansaray, Çeç Tümülüsü.

Ayvalık

Ege bölgesi, Balıkesir ili, Ayvalık tatil yöresi

Bugün oldukça keyifli bir tatil beldesi olan Ayvalık, geçmişte elverişli koyları ile korsanlar için cazip bir yöreymiş. İlerleyen zamanlarda Rum nüfusun hakim olduğu beldede, güzel Rum yapıları göze çarpıyor. Ayvalık koyunda yer alan adalardan Cunda adasında yerleşim var. Taş evler, doğa ve tarihin buluştuğu yapısıyla Ayvalık, dinlendirici bir macera olabilir. Ayvalık aynı zamanda, zeytinciliğin oldukça yaygın olduğu bir kent. Oraya kadar gitmişken, zeytinyağını üretildiği yerden tatma ve birazını da evinize götürme şansı bulabilirsiniz.

Ayvalık tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Cunda (Alibey) Adası, Şeytan Sofrası, Eski Ayvalık Evleri, Sarımsaklı Plajları, Altınova, Armutçuk, Duba Mevkii, Saatli Camii, Taksiyarhis Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Leka Manastırı, Güvercin Adası, Çamlık

Bergama

Ege bölgesi, İzmir ili, Bergama tatil yöresi

İzmir'in kuzeyinde 100 km uzaklıkta, Bakırçay Havzasında yer
alan ve ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri
olan Bergama, tarih öncesi dönemlerden başlayarak İon, Roma ve
Bizans uygarlıkları ile devam eden dönemde, Dünya çapında önemi
olan arkeolojik eserlere sahip olmuştur.
Bergama'nın güneybatısında Antik Dönemin önemli sağlık
merkezlerinden Asklepion, ilk yerleşim alanı olan 300 m.
yüksekliğinde dik bir tepe üzerinde kurulan Akropol ve M.S. 2.
yüzyıla tarihlenen Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) yörenin
turistik cazibesini oluşturmaktadır. Zeus Sunağı 1897 yılında
Almanya'ya kaçırılmıştır. Bergama güzellik ılıcalarıyla, meşhur
Kozak yaylasıyla, plajlarıyla ünlü Ayvalık ilçesi bağlantısıyla,
gelişmiş dokumacılığı ve kilimciliğiyle ünlü bir ilçedir.

Tarihçe

AsklepionBugünkü adı antik dönemdeki ismi olan Pergomon 'dan
gelmektedir. İlk çağda muhteşem abideleriyle büyük bir şehir ve
aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra Ortaçağın
önemli stratejik mevkii, Karesioğullarının merkezi ve son olarak
Osmanlı İmparatorluğunun önemli merkezlerindendir.
Kesin kuruluş tarihi bilinmeyen kentte yapılan arkeolojik
kazılardan elde edilen bilgilere göre M.Ö.7. yüzyıllarda sur
duvarlarının inşa edildiği saptanmış olup, bu yıllarda
kentleşmenin başladığı anlaşılmaktadır. Bergama, Pers, Büyük
İskender, Frigya, Trakya Krallığı, Selevkos Krallığı, Roma ve
Bizans dönemlerini görmüştür. 1302 yılında Bizans hakimiyeti
ortadan kalkan şehirde Karesioğulları Beyliği idareyi ele almış,
1341 yılından hemen sonra ise Bergama Osmanlılar tarafından
alınmıştır.
İklim

Bölgede Akdeniz İklimi etkisi görülmektedir. Yazlar sıcak ve
kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
Gezilecek Yerler
Akropolis

AkropolisAkropol son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur.
Yaklaşık 300 m. yükseklikteki bu tepeye kıvrılarak tırmanan bir
yoldan çıkılır. Akropol denilen şehir yerleşiminde dini, resmi,
sosyal ve ticari binalar iç içe kendine özgü bir plan çerçevesi
içinde yerleşmiştir. İlk çağlardan bu yana iskan yeri olan
tepenin üstünde Bergama Kral Sarayları yer alır. Beş adet sarnıç
ile cephanelik de bu tepe üzerine yerleşmiştir. Binaların alt
bölgesinde Athena Tapınağı vardır. Ayrıca Kütüphane ve Trajan
tapınağı da bulunmaktadır. Bunlarında altındaki terasta Zeus
sunağı özenle yerleştirilmiştir. Dünyadaki en dik tiyatrolardan
birisi de burada yer almaktadır.. En alt kesimde ise Gymnasion
ve Demeter Tapınağı bulunur.
Athena Tapınağı

Tiyatronun üstündeki terasta inşa edilmiş olan Athena Tapınağı
6x10 m. sütunlu Dor düzeninde bir yapıdır. Tapınağın
temellerinden yalnız bazı parçalar kalmış olmakla birlikte batı
kanat kısmen 1.20 m. yüksekliğe değin korunmuştur. Tapınağın
sütun ve arşitrav parçaları halen Berlin Müzesindedir. Kentin en
önemli tapınağının Tanrıça Athena' ya ait olması, İzmir, Milet,
Eriythrai, Foça ve Assos'ta da görüldüğü gibi Batı Anadolu'nun
yerleşmiş bir geleneğidir.
Kütüphane

Athena kutsal alanının kuzeyinde bitişik yapı ünlü Bergama
kütüphanesinin kalıntılarıdır. Eskiden galerinin üst katından
girilen kütüphane, II. Eumenes devrine ait olup 13.53X 15.35 m
boyutlarında büyük bir okuma odasına sahiptir. Tahta raflarla
donatılmış kütüphanede 3.50 m. yüksekliğinde Athena heykeli
vardı. Bu heykel şu anda Berlin Müzesindedir. II. Eumenes
döneminde zenginleşen kütüphanenin en büyük rakibi İskenderiye
Kütüphanesiydi.
Saraylar

Athena tapınağını çeviren stoalar ve kütüphanenin hemen
doğusunda Bergama krallarının saraylarına ait kalıntılar yer
almaktadır. Bunlar ortasında avluları bulunan peristyl tipinde
iki büyük evdir. Kuzeydeki küçük evin Attolos daha büyük olanın
da Eumenes döneminde yapılmış oldukları kabul edilmektedir.
Saraylarda bulunan mozaik parçaları şimdi Berlin Müzesinde
saklanmaktadır.
Arsenaller

Askeri malzeme deposu olarak bilinen Arsenaller akropolün kuzey
ucunda Sarayların ve Trajaneun'un ötesinde 10 m. kadar aşağı
düzeyde bulunmaktaydı. Bunlar birbirine paralel 5 uzun yapıdır.
Trajaneum

Trajan MabediTanrılaştırılan Roma İmparatoru Trajan için
yapılmış olan akropolün en yüksek terasıdır. Daha önce burada
bir Helenistik dönem yapısının bulunduğu şüphesizdir. Üç tarafı
stoalarla çevrili olan tapınak 68x58 m. büyüklüğünde bir teras
üzerinde yükselmektedir. Tapınağın içinde Trajan ve Hadrian'ın
kolosal mermer heykellerinin başları bulunmuştur. Söz konusu
eserler Berlin Müzesindedir.
Tiyatro

Bergama Tiyatrosu dik bir yamaç üzerine kurulmuş olup,
Helenistik dönemin en güzel mimari eserlerindendir. Batı
Anadolu'nun en dik tiyatrosu olan yapı 10.000 kişiliktir. Sahne
kısmı Helenistik dönemde ahşap idi. Yalnızca oyun günleri
kuruluyor sonra yeniden kaldırılıyordu.
Dionysos Tapınağı

Bergamalılar bu göz alıcı tapınağı özel bir düşünce ile 250
m.lik tiyatro terasının kuzeyinde bütün gezi yerine egemen
olacak şekilde inşa etmişlerdi. Sunağı ile birlikte çok iyi
korunmuş olan tapınak zengin profilli, bir podyum üzerinde
yükselen İon düzeninde bir prostylosdur. Uzun bir yolun bitiş
noktasında yer alışı ve bütün gözleri üzerinde toplayan bir anıt
oluşu ile bu eser, Roma sanat anlayışı ile birlikte Avrupa Barok
mimarisini de etkilemiştir. Helenistik dönem ve Roma çağına ait
orijinal parçalar Berlin Müzesinde saklanmaktadır.
Zeus Sunağı

Athena Tapınağı alt terasında 25 m. kadar aşağısında
bulunuyordu. Bu yer yaklaşık 69x77 m. büyüklüğündeydi ve büyük
sunak tam ortasında yükseliyordu. Büyük bir olasılıkla sunağın
dört bir yanı açıktı ve anıt her yerden rahatlıkla görülüyordu.
Akropolde yalnız temelleri görülebilen sunağın tüm mimari
parçaları ve kabartmaları bugün Berlin Müzesinde eskisine yakın
bir şekilde tamamlanarak sergilenmektedir.
Agora

Zeus Sunağının güneyinde yukarı Agora yer alır. Helenistik
döneme aittir. Tüccarların tanrısı Hermes'e ait Agora Dor
üslubunda yapılmıştır. Meydanın batı kenarında Demeter
tapınağının temelleri görülmektedir.
Gymnasionlar

Bergama kentinin üst üste üç ayrı terasta yer alan görkemli
Gymnasionu vardı. Ele geçen yazıtlardan alttaki terasların
çocuklara, ortadaki terasın delikanlılara üstteki terasın
büyüklere ait olduğu anlaşılmıştır.
Asklepion

Sağlık ve hekimlik tanrısı olarak bilinen Asklepios, Apollonun
oğullarından biridir. Asklepios'un yeri anlamına gelen
Aesklepion ilk çağlarda Bergama'da önemli sağlık merkezidir.
Sütunlu bir caddeden sonra Asklepiona gelinir. Buradaki tedavi
şekilleri arasında şifalı su, çamur kürü, spor, tiyatro,
psikoterapi yer almaktadır. Girişte solda bulunan yapı Asklepios
tapınağıdır. Sağlık tanrısı adına Serapis TapınağıM.S. 150
yıllarında bağışlarla yapılan tapınak bir kubbe ile örtülü ve
duvarları 3 m. kalınlığındadır. Burada su sesi ve telkinlerden
faydalanarak hastaların iyileşmesi sağlanırdı.
Serapis Tapınağı

Eski Bergama'nın en büyük yapısı, halkın kızıl avlu olarak
adlandırdığı kırmızı tuğla ile inşa edilmiş olan ve Mısır
tanrılarına adanmış olan tapınaktır Bu tapınak bugün Bergama
kentinin içinde kalmıştır.
Camiler

Ulu Cami: Bergama Çayının sol sahilinde ve Tekke Boğazına giden
yolun başındadır.

Şadırvan Cami: Selçuk minaresinin yanında ve kendi adıyla anılan
bölgededir. Kapı üzerindeki mermer yazıtta H. 957 (M. 1550)
yılında, Osman oğlu Hacı Hasan tarafından yaptırıldığı
anlaşılmaktadır. Avluda bulunan şadırvanın Bergama voyvodası
Abdullah Ağa tarafından, 1240 (1824) tarihinde yaptırıldığı
anlaşılmaktadır.

Selçuk Minaresi: Şadırvan Camii yanındadır. ''Arap Camisi'' diye
anılan yapıt yıkılmış ve günümüze yalnız minaresi kalmıştır.
Buraya "Güdük Minare", "Çinili Minare" adları da verilmiştir.
Yapı biçimi ve süsleme Selçuklu yapıtı olduğunu kanıtlamaktadır.
Bergama'da yer alan diğer camiler arasında, Kurşunlu Cami, pazar
yerinde bulunan Hacı Hekim Cami, Asklepion yolu üzerinde Laleli
Cami, Yeni Camii ve Emir Sultan Minaresi sayılabilir.
Hanlar

Çukur Han

Saraçlar arastası ile Ekin loncasının Şeftali Sokağı
arasındadır. İnşa tarzına göre, Hanın XIV-XV. yüzyıllarında
yapıldığı tahmin edilmektedir.
Taş Han

Rüştiye Mektebi caddesinde ve Küplühamam yanındadır. Kapısı
üstünde bulunan kitabesine göre, bu kervansaray. Sultan
Mehmet'in oğlu Sultan Murat zamanında, Hatip Mahmut'un oğlu
Hibeytullah tarafından 835 (1432) tarihinde yaptırılmıştır.
Kitabenin bulunduğu açıklık, yontulu taşla işlenmiş ve bunun
altına klasik (9 taşlı) basık Türk kemeri ve mermer söveler
yerleştirilmiştir.
Yaylalar

Bergama'ya 20 Km. uzaklıkta olan Kozak Yaylasına Bergama-Ayvalık
bağlantılı yol güzergahından gidilebilir.
Kaplıcalar

Mahmudiye Ilıcası

Suları 26ºC sıcaklıkta bulunan ılıcada radyoaktivite oranı
yüksektir. Sodyum açısından zengin olan ılıcada kalsiyum yoktur.
Paşa Ilıcası

Bergama'nın 15 km. kuzeyindeki Paşa Köyündedir. Ilıcanın
sıcaklık ve madensel tuzları yönünden fakir olan suları banyo
olarak kullanılır.
Geyiklidağ Ilıcası

Bergama ile Kozak Bucak merkezinin arasında yer alan ılıca
etrafında konaklama tesisi bulunmamaktadır.
Güzellik Ilıcası

Bergama'ya 4 km. uzaklıkta bulunan Güzellik Ilıcası, kubbeli ve
iki mermer havuzlu bir kaplıcaya sahiptir. Bergama Kralı Eumenes
döneminde kurulduğu belirtilen kaplıca ''Eskülap Banyoları'' adı
ile yüzyıllarca ününü sürdürmüştür. Bugün ağaçlık bir alanda
bulunan kaplıca bitişiğinde Bergama Belediyesine ait bir otel ve
bungalovlar bulunmaktadır. Kaplıca su sıcaklığı 35ºC
dolayındadır. Sodyum bikarbonat ve sülfat bulunan kaplıca
suyunun romatizma, nefralji kalp hastalıkları için iyi
gelmektedir. Tarihte Kleopatra'nın da Bergama'yı ziyaretinde bu
kaplıcada yıkanarak güzelleştiği rivayet edilir. Kaplıca suyunda
1,5 eman değerinde oldukça yüksek radyoaktivite bulunmaktadır.
Dereköy Ilıcası

Bergama'nın batısında Altınova (Ayazment) bucağının 15 km
doğusunda bulunan ılıcada bir hamam bulunmakta ve suları ağrılı
hastalara iyi gelmektedir.
Haydar Ilıcası

Bergama'nın kuzeyinde Kozak bucağına bağlı Ilıca Köyündedir.
Roma döneminden kalma bir hamam kalıntısından başka yapı
bulunmamaktadır. Ilıcanın sıcak ve kükürtlü sularının hareket
sisteminin ağrılı hastalıklarında ve deri hastalıklarında
yararlıdır.
Bergama Evleri

Bergama EvleriKalın dış duvarları, iç sofalı planları, yığma
yapı gereklerine bağlı pencere boyutları ve doluluk boşluk
oranları ile Bergama evleri ısı kontrolü açısından belli bir
üstünlüğe sahiptir. Geleneksel Türk evi üst katlardaki
çıkmalarla dışa açılma olanağından yoksun, alt ve üst katları
hemen hemen aynı büyüklüktedir. Az sayıdaki evde Sakız üslubuna
özgü ahşap bir cumba veya balkon şeklinde çıkmalarla bu özellik
biraz değişebilir.
Bergama Arkeoloji Müzesi

1924 yılında Osman Bayatlı tarafından bugünkü Halk Eğitim
Merkezi binasında kurulan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi daha
sonra 1933 yılında inşasına başlayan bugünkü modern binaya,
Alman Arkeoloji Enstitüsünün de katkılarıyla 1936 yılında
kavuşmuştur. Müzede toplam 10516 eser bulunmaktadır. Bunlardan
5.350 adeti arkeolojik, 1936 adeti etnografik ve 3.201 adeti ise
sikkelerdir. Arkeolojik eserler Tunç çağı, Arkaik, Klasik,
Helenistik, Roma ve Bizans çağlarına aittir. Etnografik eserler
Osmanlı devrine ve Bergama yöresine ait malzemelerden
oluşmaktadır.
Müzenin dış bahçesinde mezar stelleri ve lahitler
sergilenmektedir. İç bahçede ise kronolojik sıraya göre mimari
parçalar, alçak kabartmalar, kolosal heykeller ve taş yazıtlar
sergilenmektedir.
Müze Tel: (+90-232) 631 28 83

Ziyaret Açık Saatler: 08.30 - 12.00 ile 13.00 - 17.00

Ziyarete Açık Günler: Pazartesi hariç hergün
Ne Alınır?

Bergama'da dokumacılık oldukça gelişmiştir. Özellikle kilimleri
ile ün yapmıştır. Çarşaf, gömleklik kumaş, ince ve pamuklu
dokumalar, yünden heybeler, seccade, kilim ve halı
dokunmaktadır. Bergama Çayı boyunca tabak dükkanlarını görmek
dikkate değerdir. Eski yıllardan beri Türklerin babadan oğula
devrettiği tabakçılık, artık aile işletmeciliği olarak devam
ettirilmekle birlikte büyük şirketlerce de yürütülmektedir.
Bunları yapmadan dönmeyin
* Bergama Antik Kentini gezmeden

* Bergama kaplıcalarına gitmeden

* Bergama tulum peyniri ve lokma almadan

Bergama'dan dönmeyin...
Önemli Telefonlar

Bergama Turizm Danışma Müdürlüğü: (+90-232) 633 18 62

Turizm Polisi: (+90-232) 631 28 38